BÖCEK KRALLIĞINA YOLCULUK
Göçmen kuşlar her zaman sıcak yerlere göç ederler. Hava biraz soğumaya başlasın, çantalarımızı toplarız ve yola koyuluruz. Böceklerin bol olduğu yerleri en genç ve iri kuşlarımız birkaç ay önceden bulur ve söyler. Bu genelde Papyon olur. Papyon’un boynunda papyona benzere siyah tüyler olduğu için adı böyledir. Papyon hep sürünün en irisi olmuştur. Dolayısıyla böceklerin bol olduğu yerlere hep o ve başkası gider. Bu yıl da ben gidiyorum Papyon’la. Sohbeti iyidir, o yüzden canımın sıkılacağını hiç düşünmüyorum. Şu an hava günlük güneşlik dolayısıyla bugün yola çıkacağız. Annem yanıma birkaç ekmek kırıntısı koydu. Ah annem, çok düşünür beni. Papyon da hazır. Bekle bizi Böcekler Krallığı!
Papyon’la yola çıktığımızdan beri iki saat geçti. Dediğine göre dört saat uçup sonra mola verecekmişiz. Etrafıma baktığım zaman büyüleniyorum. Yemyeşil ağaçlar, o kadar sık ki yukarıdan çimene benziyor. Bir anda ormanın içine daldık. “Papyon nereye gidiyorsun?” diye sordum. “Zeytin ağaçlarına tabii.” dedi. Neden zeytin ağaçlarına gidiyorduk ki? Papyon’un dediğine göre zeytin dalları barış demekmiş Böcekler Krallığına da “Barış içinde geliyoruz.” demek için götürüyormuşuz. İki tane zeytin dalı aldık ve yolumuza devam ettik. Dört saat sonra bir şehirde mola verdik. Karnım açtı ve annemin verdiği ekmek kırıntıları da bitmişti. Bir metronun orada durduk. Papyon ne yaptığnı biliyor gibiydi. Yaşlı bir adamın yanında durdu. Saçları bembeyazdı. Bir mont giymişti. Papyon’un yanına gelmesi sonucunda ona ekmek kırıntıları atmaya başladı. Ben de geldim yanına. Beraber bir ziyafet çektik orada. O gece şehirdeki bir çatıda kaldık. O çatı aslında epey rahattı. Hâlâ toprakla yarışamaz ama…O sabah çıktık yola. Sekiz saat uçacaktık. Yolda krallık hakkında konuştuk. Böcek Krallığı, biz kuşlara hapis böceklerini verirler. Acımasızca ama karnımızı da doyurmamız lazım. Kral böcek sadece bizim için böcek veriyor. Çok da lezzetli oluyor. Sekiz saatlik uçuş sona erdi. O ormanın derinliklerinde bitkilerin arasında krallık duruyordu. Onlara hediylerimizi sunduk; iki zeytin dalı, sekiz de zeytin. Böcek Kral çok sevindi. Kışa buraya gelmemizi söyledi. Ben çok konuşmadım çünkü onu tanımıyordum ama o gün yediğimiz böcekler çok lezzetliydi. Bir sonraki gün bu serüveni tamamlayıp eve döndük. Annem ve babam çok sevindi. O gün Papyon, ben ve sürünün diğer kuşları zafer ziyafeti verdik. Kışın Böcek Kırallığı’na doğru ikinci yolculuğumuzu gerçekleştirecektik.
DEFNE SÜMMEOĞLU
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
6/D SINIFI ÖĞRENCİSİ
