HAYAL HIRSIZLARI
Her zamanki gibi sıradan bir gündü orada sokağın başında ayakkabı temizliyordum. En iyi arkadaşım Onur hızla oradan geçti. Bana selam bile vermeden. Normalde hep bana selam verir hatta yardım ederdi. Nereye gittiğini çok merak ettim. Ben de onun arkasından jet gibi koştum. En sonunda durdu. Bu bir oyuncakçı dükkânıydı. Onur içeri girdi. Ancak beti benzi atmış halde geri döndü. “N’oldu?” diye sordum. Ağlamaklı bir sesle “Dört haftadır beklediğim pelüş oyuncağı, bencil zengin bir çocuk almış.” Dedi. Çok üzülmüştüm. “Hadi gel gidelim diyecekken gözüme bir robot takıldı. Fiyatına bakmam ve ağzımın açık kalması bir oldu. Tam 150TL’idi. Ancak iki ay para biriktirirsem bu oyuncağı alabilecektim. Bu oyuncağı almaya kararlıydım. İki ay sabredecektim. İki ay sonra o bayram günü geldi. Hemen dükkâna koştum. Bir baktım orada yok. Yine o hayal hırsızı kapıdan çıktı. Tam bir hayal kırklığıydı. Tam o sırada aklımdan bu parayla şurdaki oyuncak arabayı alayım diye geçirirken yine o aldı ve babasının pantolonunu çekiştirerek daha fazlasını istiyordu. Onunla konuşacaktım. Onunla düzgünce konuştum. Ona bir hayal hırsızı olduğunu söyledim ama aldırış etmedi. Onun yerine “Oyuncağı kim bulursa onundur.” dedi. O çocuk benim hayallerimi bile elimden aldığı halde yine doymuyordu. Bir kenara çekilip ağladım. Bunu gören babası yanıma gelip “ Bunu al bakalım.” dedi. Çok mutlu oldum. Babası onun tam zıttıydı. O, oğlunun tersine bir “Hayal Tamircisi”ydi.
ÖZGÜR ÖZMEN
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
5/E SINIFI ÖĞRENCİSİ