Köklü bir tarihimiz olduğu bir gerçek fakat kaçımız bunu araştırmıştır? Türkler olarak aslında vaktiyle o kadar uzaklarda yaşıyormuşuz ki aklınız şaşar. Kimisine göre Sibirya’dan (Rusyan’nın en doğusu) kimisine göreyse Orta Asya’dan fakat nereden geldiğimiz değil neler yaptığımız önemli olan. Tarihsel açıdan çoğu millete başta bela, sonradan ise kurtarıcı melek olmuşuzdur. Bizim ilk musallat olduğumuz devletlerden biri Çin ya da o zamanki ismi ile Qin Hanedanı. Bu durum başlangıçta türk tarafının verimsiz topraklara sahip olması üzerine verimli Çin topraklarından elde ettikleri yağma ile bir gelir elde etmesi ile başlıyor ve dişe diş bir mücadele hatta Çin Seddi’ne kadar devam ediyor.
Sibirya’nın gösterildiği bir fotoğraf
Tabi bu iş sonsuza kadar devam edemezdi o yüzden bir şekilde sonuçlanmalıydı. Bu durum da yerleşik yaşamayan tarafın yani türklerin batıya göçü ile sonuçlandı. Bu göç eden grup arasında bizim tarihimizde önemli bir rol oynayan bir ülke olan Selçuklular ilk başta bir derebeyine bağlı olarak yaşıyorlardı lakn derebeyinin adaletsizliği ve zulmü üzerine “Daha Adaletli Olsana Be Adam!!” dercesine isyan edip bağımszlıklarını kazandılar ve ardından da İran ve çevresini fethedip büyük bir güç oldular ama genellikle adaletleri ile halkın da bir miktar kalbini kazandılar. Hatta ve hatta Bizans’dan (ya da Doğu Roma) Anadolu’yu fethettiklerinde doğudan bedava arab hediye ediliyormuş gibi gelen türkler oralara yerleşti ve bölgede türk nüfusu arttı.
Sadece fethedip ele geçirmekle kalmıyor aynı zamanda oraları geliştiriyor ve kendi ellerimizle yeni bir hale sokuyouz. Günümüzdeki ünverstilerin temeli olan medreseler ilk olarak Nişabur’da kurulmuştur.* Ayrıca eğitim ve araştırma faaliyetleri gerçekleştiren şahıslara para yardımı yapılmış, desteklenmiştir. Tabi gökten para yağarcasına bir yardım olunca onlar da buluş ve icatlarını rahatlıkla yapmış, ülkelerini ileriye taşımışlar. Gerçi çok değil birer adım işte, yavaş yavaş. Bu durumdan yararlanıp gelişmeler gösteren bilim insanlarına Farabi, Biruni ve İbn-i Sina verilebilir.
Bundan sonra hepimizin tanıdık olduğu bir senaryo gerçkeleşiyor. Moğol istilası, Selçuklu’nun yıkılışı beylikler dönemi ve televizyonlarda seyrettiğimiz, Büyük Osmanlı İmparatorluğu. Peki ya bu kadar güçlü olmasının sebebi ne? Derslerde bizim işlemediğimiz (ya da benim hatırlamadığım) bir şeyler mi var? Tamam Osmanlı büyük fetihler yapıyor, Avrupa’nın canına okuyor ama bunun sebebi ne? Aslına bakarsanız başlıca sebeplerinden birisi doğudan göç eden türk dalgasının ardı arkası kesilmiyor ki bu da sınırsıza yakın iş gücü demek ayrıca bilim insanlarının da ardı arkası kesilmiyor. Örneğin Piri Reis, Ümit Burnu, Japonya ve Amerika’yı avrupalılardan önce biliyor, hatta Amerika haritası bile çıkarıyor. Tabi kendisi tam bir bilim insanı sayılır mı bilmem, çünkü teknik olarak bir denizci kendisi fakat Hazerfen Ahmet Çelebi tam bir bilim insanı. Hazerfen Ahmet Çelebi uçan ilk insan aslında, kendi tasarladığı kanatlar ile Galata Kulesi’nden İstanbul’un öbür yakasındaki Üskdar’a kadar uçuyor. Daha doğrusu süzülüyor.
Ne yazık bunca gelişme ve ilerlemeye rağmen Osmanlı’nın da bir eceli var, o da diğer imparatorlukların arasında yerini alıyor ve dünyada bir kez yaşanabilecek bir mucize bırakıyor; Türk Kurtuluş Savaşı. Atatürk önderliğinde türk ulusu şaha kalkıyor ve “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyerek bir destan yazıyor ve destan yazmakla kalmıyor yine çok nadir görülebilecek bir hızda modernleşiyor.
* SELÇUKLUDA BİLİM | ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ (wordpress.com)
Ayrıca yararlandıklarım:
=> Sayamadığım kadar çok sayfa ders kitabı
=> Vikipedi