1.’LİK ÖDÜLÜ:   

Gerekçesi:  Yetişkin dünyasına yönelik gözlem gücü, gerçekliğe ilişkin atmosfer yaratımı, olay örgüsündeki ve karakter yaratımındaki tutarlılık ve inandırıcılığı nedeniyle  

DURU AYDIN 

 

YETİŞKİN SOFRASI 

 

 

“Rakı koyayım mı azıcık?” 

Sigara kokusu.  

Vişneliymiş.  

Yok, öyle değil; mentollüymüş kardeşim. Kırıp içmen gerekiyormuş. Kıbrıs’tan gelmişmiş.  

Ne dedi ne dedi? Kutusu başkentte 70 lira, Kıbrıs’ta 58 liraymış.  

10 yıl öncesinin 200 lirası şimdi 2000 lira oldu canım! 

Milleti soyup soğana çeviriyorlar be ağabeyim.  

Turistler daha iyi yaşıyormuş bizim vatanda, böyle iş olur mu?  

Bu ülkenin derdi bitmez mi? 

Yazlıkta ilk gece, yetişkinler sofrası. Yıllardır kimse uğramadı buraya. Aidatlar ödendi ödenmesine, fakat gelip de kalan olmadı. Kilerini fare basandan hırsız girenini tutun, neler yaşanmış akşamcı sofralarının yokluğunda. Yaz sıcakları soymuş duvarları yine, soldurmuş renkleri; “limonata havalar” esmiş geçmiş her gün ahalinin yokluğunda.  

Biz olmadan da geçmiş yazlar.  

Fareler çıkarmıştır tadını buraların. Kemiremedikleri tek şey içki dolabımız olmuş, ilginçtir.  

Tövbeliler herhalde. 

Kahkahalar, kahkahalar. Bitmiyor kahkahalar. Araya altı yıl girmemişçesine aynı kahkahalar. 

Yaşımız on altı kardeşimle. En son bu sofra kurulduğunda on ya vardık ya yoktuk. Bir o kadar da arkadaşımız vardı sofralarda. Eski, kırık bir bilgisayardan çizgi film açarlar, koyarlardı önümüze. Sonra sıkılır, oyunlar oynardık. Bazılarımız uykusu gelince asabileşirdi, kavga ederdik. Patates kızartmasının tabaktan aşırılması en büyük olayımız, annelerin bizi tatilin sonunda ayıracak olması en dehşet verici sorunumuzdu. Kaçışlar planlar, saklanma yerleri bulurduk kendimize.  

Tatilin son günü: en ezeli düşmanımız. 

Babam bir sigara yakıyor. Hani içmiyordu artık? 

Kardeşimle bakışıyoruz. Elinden bir bardak içki, tadımlık konulmuş, dilini değdiriyor. Bardağı geri indiriyor kucağına.  

Gülüyoruz.  

On gün şekeri kesince bak nasıl kilo veriliyormuş; şu an belli olmuyormuş ama üç kilo ödem atılmışmış.  

Ağdacı bulmuşmuş yeni bir tane, fısıldayalım, aman duyulmasın. Ayıptır. Kadın dediğin insan değil ki, bedeni hakkında kocasının yanında konuşmaz.  

Kardeşim, kadın dediğin pürüzsüz, bakımlı olacakmış, kendini çocuktan sonra salmayacakmış! 

Adam dediğin biraz göbek yapacakmış ama. Yakışırmış erkek adama. 

Göz gezdiriyorum sofraya. Tek tek bakıyorum eski dostlara. Adamların göğsü ormanları aratmaz halde yine, tek tük beyazlar eklenmiş araya sadece. Yüzölçümü oldukça genişlemiş. Havada uçuşan içkilerle mezeler nereye gidiyor belli. Eşlerine bakıyorum bir de; neye güldüklerini dinlemeden, gülerken izliyorum hepsini. Bikiniyle yılların acımasızlığına karşı dikleştirilmeye uğraşılmış, sarkmış göğüsler omuzda havlularla örtülüyor. Yaprağın damarları misali kırışmış boyunları izliyorum onlar güldükçe, sigaradan incelmiş dudakları aralanırken izliyorum. Sanki bir karış uzağa çekmişler kendilerini kadınlar beylerden, hepsi birden.  

Sandalyeler anlatıyor her şeyi. 

Aynı dostlar, aynı gülüşler. Daha yaşlı, daha tombul bedenler.  

Aynı espriler. Sıkkın evlilikler. 

İşte bizim çocuklar da oradan buraya koşturuyorlarmış, buraya gelecek vakit mi kalıyormuş? 

Ne yapıyorsak onlar içinmiş. 

Kızı ne kadar da büyümüşmüş!  

Annesinin dolabından alır kıyafetleri pozlar vere vere bir hal olurmuş. Anasının kuzusuymuş ne zekiymiş ne farklıymış ne akıllıymış. Bizler bakacak da özenecekmişiz, gözümüz kalacakmış.  

Aman nazar değmesin! 

Sıkılıyorum. Bir biçim daralıyor içim, anlamıyorum.  

Yan çardaktan çığlıklar geliyor. Çocuklar bağıra çağıra sohbet ediyor. Masadaki köfte patatesi, yaz sıcağından ısınmış ketçap şişesini görüyorum.  

Kaç akşam geçirdik orada arkadaşlarla. Şu an burada olmayan arkadaşlarla. Ne çok kavga ettik oyunlar üstüne. Patatesimi paylaşmamış da ağlatmıştım birini.  

Kimdi hatırlasam keşke.  

Pabucumuz dama atıldı desene? 

Efendim? 

Ciddi olamazsın! Boşanmışlar mı? Hayretler içindeymişiz. 

Eh, belliymiş ama. Kadın sıkıcı karıymış, adam da hovarda, uslanmazmış. Çocuklar da büyümüşmüş zaten. 

Kavga gürültü içinde büyüdükten sonra ne fark edermiş ki? 

 Olan çocuklara olmuşmuş. 

 Dedikodu gibi olmasın ama, şöyle böyle peynirin tekiymiş onun bunun eşi… 

Bunalıyorum. Takılmış bir plak dönüyor sanki odada. Uyuşuyorum. 

Biz olmadan da geçmiş zaman. 

 Çocukluğum da yazlıkta, çocuk masasında kalmış. Annemin parfümünde, saçlarımda biriken sahil kumunda kalmış. Erişilmez yetişkin masasının altında, teyzelerin, amcaların gıdıkladığımız ayaklarında kalmış. 

Dondurmasını yalarken bir damla bulaşmış eline, onu da çardağın kenarı sürmüş; dondurmanın silik lekesinde bırakmışım onu. 

Kahkahalar.  

 Ne ara büyüdük, kardeşim benim? Çekip kolundan götürmek istiyorum seni. Bırak o bardağı elinden, gel birleştirelim iki sandalyeyi, kıvrılır uyuruz şu köşede. Daha küçüğüz biz. Bütün gün denizde tepiştik de yorulduk. Seni annem, beni babam kucaklar götürür sonra yukarı. Açmazsın gözlerini, uyur sanırlar seni. Ben tutamam kendimi gülerim, hiç vermezler bozuntuya. Annemin saçları parfüm ve duman, öpücüğü keskin rakı kokar, öper yatırır bizi. Sonra sessiz sessiz inerler aşağı geri; biraz sarhoş, biraz mutlu; biz de uzaktan dinler çalan müziği, uyuruz mışıl mışıl. 

Şerefe. 

Yarımı geçti saat. Şarkılar, türküler uçuşuyor havada. Annem gelip yatırmıyor bizi yatağa, hayret. 

 Ayaktayım, elimde bir bardak, bağırarak şarkı söylüyorum dostlarla.  

Merak ediyorum sadece. Yazlar hep geçiyorsa, dünya hep dönüyorsa, ne diye değişmiyor bu yetişkin sofraları diye merak ediyorum. Kendilerine, bardaklarına, eşlerine, sigaralarına hapsolmuş, şu sevdiğim insanlara bakıyorum. 

 İçki çalkalıyor zihnimi, beş yıl öncesindeyim sanki. Hayat bir muzip, bir güzel geliyor ki, anlatamam! Okulu tatile girmiş çocuk gibiyim. Mutluyum sanki. 

“Değişmez sonumuz, nedir ki sonumuz?” 

Çocuklar kaçıp gitmiş sahile. Sigaraların dumanından aksıra tıksıra indiler aşağıya. 

Ben dumanın kokusunu bile almıyorum. 

0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

©2024 Öğrenci Teknoloji Takımı 2022 Emeği GeçenlerODTÜ GVO - BLOG

CONTACT US

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Gönderiliyor

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account