TOM KİTAP ALIYOR
Tom’un binlerce oyuncağı vardı. Evet, gerçekten! Tom her hafta babası ile oyuncakçıya gider, babası ona bir tane oyuncak seçmesini söylerdi fakat Tom tutturur; bir, iki, üç, dört tane demeden ellerinde onlarca oyuncak ile mağazadan çıkardı. Yine oyuncak gününden önceki gün Tom heyecanla yatma saatinin gelmesini bekliyordu. Yemek yiyip dişlerini fırçaladıktan sonra erkenden yattı. Uyandığında hemen babasının yanına gitti, kahvaltısını yaptığında oyuncakçıya gittiler. Fakat babası oyuncakçıya girmeden önce Tom’a, “Burada bekle. Ben birazdan döneceğim.” dedi. Tom onu oyuncakçının yanındaki mağazaya giderken gördü. Babası beş dakika sonra geldiğinde elinde bir sürü kitap vardı ve ona “Tom, eve gidiyoruz.” dedi. “Nasıl yani, neden? Daha oyuncakçıya bile gitmedik ama!” diye cevap verdi Tom. Babası da ona, “Uzatma Tom. Bugün oyuncakçıya gitmiyoruz.” diye karşılık verdi. Tom oflaya puflaya eve giderken kitapçının önündeki vitrini seyreden eski püskü kıyafetli bir çocuğun iç geçirdiğini duydu:
-Ah! Keşke benim de bir kitabım olsaydı. Ne güzel hayallere dalardım.
Tom kendini biraz suçlu hissetti. O hiç kitap okumazdı ama televizyon izlerken acaba hayal gücü gelişiyor muydu? Böyle olmadığı belliydi. Eve gidince babasının ona aldığı kitapları birer birer okumaya başladı. Bir süre sonra babasına yine kitap almak istediğini söyledi. “Oyuncak yok, söz.” diye de ekledi. Kitapçıya girdiler. Birkaç dakika sonra babasına “Bu kitabı alalım.” dedi. Tom kitabı alarak mağazadan çıktıklarında hala vitrinlere bakan çocuğa kitabı verdi. Çocuk çok mutlu olmuştu… Tom da…
BOZCA DANIŞMAN
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
5/K SINIFI ÖĞRENCİSİ