Anı nedir? Yaşadığımız anlardan sadece hatırladıklarımız mıdır? Ya da hatırladığımızda bizi üzen, güldüren her şey mi? Basit değildir anıları küçük bir eşyaya sığdırmak ama yapabilirsek ona kimsenin dokunmasını, yabancı ellerin değmesini istemeyiz. O bizim kalbimizden bir parçadır artık, anılarımızın olduğu kişiyle özel bağımız vardır. Yaşadıklarımız aklımıza gelir. Benim de böyle bir kolyem var öyküsü yürek burkan.
Annem… Melek gibi, mutlu ve saf. Onun gülüşü insanın içini ısıtırdı keşke hep öyle kalsaydı. Koskoca dünyadaki tek ve en çok sevdiğim kişiydi. Ona bir şey olsun istemez, küçük bir sıyrık bile görsem başının etini yerdim. Nazik ve sevgi doluydu, herkesinki gibi benim annem de diğer annelere benzemezdi. Amansız bir hastalığa tutulmuştu. Hastane duvarlarına kafamı yaslarken hissetmiştim, kurtulamayacaktı. Bir deri bir kemik kalmıştı. Annemin o halini görünce her şey üstüme gelmeye başlamıştı sanki içim sıkışıyordu. O güzel gülüşü, yerini soluk bir tebessüme bırakmıştı. Gözlerindeki ışıltılar gitmiş, öleceğini biliyor gibi bakıyordu bana. Kalbim bir cam gibi bir sürü parçaya ayrılmıştı ve ne yapacağımı bilemiyordum. Canımdan can dediğim kişi ölüyordu ve benim tek yapabildiğim şey kurtulmasını umut etmekti. Ölmeden son gün bana bir kolye verdi. Sanki hissetmişti artık yaşayamayacağını. Elime alır almaz anılarımız aklıma geldi ve yolun sonu olduğu. Kolyeyi boynumda gördükçe hala acıyı hissedebiliyorum. O günden beri kolye hep boynumda hem de anneme ait tüm anılarımla.
Anılar aslında kolye gibidir. Sadece basit bir eşya değildir. İçinde bin bir çeşit duygular ve anılar vardır aynı kolyelerin renkleri ve yüklediğimiz anlamlar gibi. Benim kolyem hep boynumda kalacak çünkü o kolye bana annemi, en değer verdiğim kişiyi, anılarımızı ve ona duyduğum sonsuz sevgiyi hatırlatıyor.
LAVİN MENEFŞE
ODTÜ GV KAYSERİ OKULLARI
8/A SINIFI ÖĞRENCİSİ