Sıcacık bir yaz günüydü. Annemden izin alıp dışarıya çıkmaya karar verdim. Bembeyaz pamuk tarlasını benzeyen bulutlara ve güneşin o gülümseyen yüzüne bakınca dışarı çıkmak istemiştim. Ne güzel yukarıda olup biteni izliyor o pamuk bulutlar.Tam bunu düşünürken bir oyuncak dükkanının vitrini gözüme takıldı. Hayran hayran oyuncakları seyrederken içeride babası ile oyuncak alan bir çocuk dikkatimi çekti.Bir yandan çocuğun sesi, bir yandan da babasının sesini duyuyordum. “Baba, onu da… Baba ondan da…”
Oyuncakçı; tonton, gözlüklü ve şirin bir adamdı. Gözlüklerinin üzerinden kendisinden yaşça çok küçük ama haykırışlarıyla bir o kadar büyük olan çocuğa bakıyordu. Oyuncakçıdaki tüm müşteriler rahatsız olmuştu. Çocuk bağırdıkça ve oyuncak istedikçe babası çaresiz gözlerle her istediğini alıyordu. Ancak çocuk, yine de memnun olmuyordu. Oysaki benim böyle bir imkanım olsaydı, istediğim her şey değil bir şey bile alınsaydı, dünyanın en mutlu çocuğu ben olurdum herhalde.
Bir an olduğum yerde donup kaldım. Hayal kurmaya başladım. Hayalimde annemle oyuncak alıyordum. O kadar sevinmiştim ki bir tavşan gibi hoplayıp zıplıyordum. Uzun süre hoplayıp zıplamaya devam ettim. Hayal etmek ne güzel bir şey dedim içimden. Ben hayallerimle de mutluyum.
ASYA AKKOCA
ODTÜ GV İZMİR OKULLARI
5/C SINIFI ÖĞRENCİSİ