SOĞUK SAVAŞ
Hava soğumaya başlıyordu, göç etme vakti sinsice yaklaşıyordu. Yarın hava uçmak için uygundu ve uçmak için net bir karar aldım fakat ben sürünün peşinden uçan kuşlara benzemem… Ben, ormandaki arkadaşım ayıya gidecek her sene olduğu gibi bu sene de sonbaharı yuvasında onunla birlikte geçirecektim. Sonra o, kış uykusuna dalacak, ev de bana kalacaktı. Arkadaşım uyanana kadar kendi başımın çaresine bakacaktım. Geceyi güzel bir uyku ile sonlandırdım ve yolculuğa hazırladım. Valizimi belime geçirip kendimi yüksekten aşağı doğru bıraktığımda tüy gibi hafif hissettim. Kanatlarımı düzenli bir şekilde çırpıyordum, her şey mükemmel gidiyordu fakat bir saatin sonunda hiç unutmayacağım bir şey olan hediyeyi nasıl olduysa bir anda yuvada unuttuğumu fark ettim. Geri dönmem çok uzun sürerdi, bu nedenle bulutun altına inip aşağıyı gözetledim. Çok uzakta bir yerleşim yeri seçiliyordu ve gittikçe büyüdü, en sonunda onun bir kuş konaklama yeri olduğunu anladım. Biraz para karşılığında arkadaşıma yakışacak bir hediye olarak kışın kullanması için beyaz, yumuşacık yastıklardan aldım. Arkadaşımın bu hediye karşısında yüzünün hangi ifadeyi alağını şimdiden biliyordum. Bir süre daha uçtuktan sonra, onun evinin bulunduğu ormanı sonunda gördüğümde güneş batmaya çabalıyordu ve son ışıklar da güneşle kayboluyordu. Arkadaşım Ayı’nın evini güneş tam kaybolmadan önce bulabildim. Ayı’nın kapısındaki “ELİNİZ BOŞ GELMEYİZ” yazısını okuyunca güldüm. Yastığı elime aldım ve zili çaldım. Arkadaşımın kapıyı açmasıyla yüzüne yastığı fırlatmam bir oldu. Arkadaşım önce şaşırdı fakat olayı fark edince ikimiz de gülmeye başladık. Savaşların en sevimlisi işte başlıyordu.
DEVİN ÖN
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
6/M SINIFI ÖĞRENCİSİ