Duygular; insanların içinde bulunduğu durumu, ruh hallerini, hissettiklerini bize anlatır ama herkesin durumlara bakış açısı, hissettikleri ve verdikleri tepkiler de farklıdır. İşte bu yüzden duygular koca bir okyanustur aslında. İçinde kaybolduğun, sonra yine kendini bulduğun…
Senin duyguların bir okyanus. Nasıl bir okyanus bazen hırçın, bazen sakin oluyor ve tüm hırsını kıyıya kusuyorsa, işte öyle… Ay ışığıyla yükselen dertler, sıkıntılar, gel gitleri oluşturuyor. Bir yükseliyor, bir alçalıyorsun. Mercan kayalar var hayatında. Dokunduğunda canın acıyor, derin yırtılıyor, kan kokusunu duyan köpek balıkları doluşuyor etrafına, seni derinliklere çekip götürüyor. Hırsların da böyle, eli mercan kayalığında yaralanmış yılgın birini, en savunmasız anında buluyor; onu kırıyor, parçalıyor, dağıtıyor. Gözü dönmüş bir şekilde kendi gereksiz açlığını, zavallının üzerinden gideriyor.
Bazen de sakinliyor okyanus, beyaz umut dolu dalgalarını kıyıya gönderiyor. Anne şefkatiyle sarıp sarmalıyor seni. Sarıyor yaralarını, bir kenarda bekletiyor iç savaşlarını ve yeniden sayıyor toparlayıp başlayacağın günleri.
Koca bir okyanustur duygular. Ne kaşifler ne denizler karışmıştır kendisine. Tecrübelerle daha da büyür, gelgitleri azalır, dinginleşir, durulur. Ama bir anda tsunamiye dönüşmesi de an meselesidir. İşte bu yüzden bir sörfçünün beklemesi gibi, doğru dalgayı beklemek ve onu zamanında yaşamak önemlidir. Dalgalar yerden yere çarpsa da seni, bilirsin bir gün dinginleşeceğini. O dalgalar engin bir okyanusta var olduğunu hissettirir.
ECRİN NUR DEMİRTAŞ
ODTÜ GV DENİZLİ OKULLARI
8/A SINIFI ÖĞRENCİSİ