ARKADAŞIMIN ORMANI RENKLENDİREN NEŞESİ
Kara soğuklar yaklaşıyor. Benim ise arkadaşım Koala’nın yanına göç etmem gerekiyor. Onun evi benden beş yüz kilometre uzakta olan “Yeşillikler Ormanı”nda. Oraya zamanında yetişmek için şimdiden yola çıkmalıyım. Yolda ona bir hediye almak için dururum. Arkadaşımı uzun zamandır görmüyorum, onu çok özledim. Arkadaşım çok tatlı ve misafirperver bir hayvandır. Genellikle günün yarısında ölü gibi uyuduğu için ona, onun çok seveceği bulutlar kadar yumuşak bir yastık ve yorgan alacağım. Yastığın rengi o kadar parlak bir sarı olacak ki güneş bile yastığı kıskanacak.
Yolculuk çok zorlu geçti. Kanat çırpmaktan o kadar yoruldum ki arkadaşım gibi günün yarısını uyuyarak geçirebilirdim. En kısa patikadan gitmiş olsam bile çok yorulmuştum. Sonunda arkadaşımın yaşadığı ormana geldim. Orman sanki güneş kadar büyüktü. Ağaçlar dedemin dedesinden bile yaşlı ve bilgeydi. Sonunda arkadaşımın yaşadığı ağacı buldum. Yüz elli yıllık, elli metre boyundaki bir ağaçtı. Arkadaşım evine girdiğimde başka bir boyuta girmiş gibi oldum. Evinin için; kırmızı, mavi ve sarı renkteydi. Arkadaşımı gördüğüme çok sevinmiştim. İçeride büyük bir televizyon ve kanepe vardı. Hediyesini verdiğim zaman o, mutluluktan çayırlarda koşan bir çocuğa benziyordu. Yaydığı mutluluk o kadar fazlaydı ki sessiz, sakin olan orman bir anda renkleniverdi, çiçekler açtı, bütün orman sakinleri uyandı. Arkadaşımın bu kadar mutlu olmasına ben de sevindim. Arkadaşımın evi çok uzak olsa bile iyi ki gitmişim.
KAAN BERK PİLAVCI
ODTÜ GV ANKARA OKULLARI
6/J SINIFI ÖĞRENCİSİ