Nisan 1990’da STS-31 görevi sırasında uzaydaki yörüngesine taşınmış bir uzay teleskobu vardır…
Bu teleskobun adı Hubble Uzay Teleskobu (HUT)’dur. Bu teleskop zamanına göre oldukça teknolojik ve gelişmiş bir teleskoptur. Atmosferin olumsuz etkilerinden bağımsız kaliteli görüntüler elde edebilmekte ve ozon tabakası tarafından tutulan morötesi ışığın gözlemlenebilmesini sağlayabilmektedir. Ne yazık ki, HUT yıllar içerisinde eskimiştir ve onun misyonunu fazlasıyla gerçekleştirebilecek bir uzay teleskobunun yapılmasına ilişkin fikirler, NASA içinde, 30 yılı aşkın bir süre önce ortaya atıldı ve tartışılmaya başladı. 2000’li yılların başında James Webb Uzay Teleskobu (JWUT) ve başlı ekipmanların üretilmesinden sorumlu olacak ekip belirlendi ve çalışmalara başlandı. 20 yıldan uzun bir sürede bilim insanları bu dev aynayı ve evreni görmemizi sağlayacak alıcıları hazırladılar. Son birkaç yıl içinde JWUT’un uzaya fırlatılması birkaç kez ertelense de sonunda 25 Aralık 2021 tarihinde Ariane 5 roketine yüklendi ve uzaya doğru yola çıktı. Uzaya katlanmış halde çıkartılan uzay teleskobu orada açıldı ve ayarları yapılmaya başlandı. Günümüzde bu teleskobun ayarları yapılmaktadır ve galaksideki pek çok şeyi gözlemleyebilmesi sağlanmaktadır. Bu teleskobun teknik özellikleri de bir o kadar karmaşıktır, sonuçta JWUT birçok aynası ile şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı uzay teleskoplarından biridir…
Bu uzay teleskobu, 3 adet ayna barındırıyor. Birincil ikincil ve üçüncül aynalar… Hatta birincil aynada 18 tane küçük altıgen şeklinde geometrik aynanın yanı sıra, bunları çalıştırabilmek için birer motoru da içeriyor. Tabii ki güneş de bu teleskop için büyük bir risk oluşturuyor. Bu nedenle de teleskobun bir güneş kalkanının olması şarttır. Güneşi biraz olsun engelleyebilmek için ise tam 5 katmanlı bir güneş kalkanı kullanılmıştır. Sizlerin de anlamış olduğu üzere, JWUT için oldukça titiz şekilde çalışılmış ve teleskobun her ayrıntısı düşünülerek pek çok ekipman hazırlanmıştır. Bunun sebebi teleskobun kızılötesi bölgede performansı yüksek şekilde çalışacağı, evrendeki en soğuk nesneleri bile inceleyip en uzak galaksileri gözlemleyeceği, yıldızların ve güneş sistemimizin oluşumu hakkında bilgi toplayacağı, kısacası insanlığın uzay hakkındaki bilgi toplama çalışmaları için yeni bir umut oluşudur.
Mantarlar, bitki gibi görünürler ama bitki olmayan canlılardır. Çünkü mantarlar kendi besinlerini üretemezler. 4 Ana gruba ayrılırlar. Bunlar Parazit,...
Bir çoğumuz sporlarla uğraşıyoruz. Fakat hiç spor yaparken nasıl hareket ettiğinizi merak ettiniz mi? Yemek yememizi, koşmamızı, yürümemizi, konuşmamızı,...