Güzel bir cumartesi günüydü. Babamla alışveriş yaparken oyuncakçıya da uğramaya karar verdik. Daha doğrusu benim ısrarımla babam tamam demek zorunda kaldı. Dükkâna girdiğimizde oradaki her şeyi almak istedim ama babam “Oğlum bu kadar açgözlü olmamalısın, zaten hepsini almaya paramız yeterli değil. Bir veya iki tanesini seçmelisin!” dedi. Of, of, of! Neden böyle olmak zorunda ki! Eve doğru yürürken yırtık pırtık kıyafetleriyle duran bir çocuk gördüm. Bedeni bir süpürge gibi ince ve uzundu. Hemen ona üstünlük taslamak için yanına gitti ve onunla dalga geçmeye başladım. “Benim bir dünya kadar oyuncağım var. Peki, senin? Hiç yok” dedim alaycı bir tavır ile ama çocuk hiçbir şey demedi. Belli ki hayal kuruyordu. “Hey, beni dinlesene!” diye bağırdım. Çocuk hala donuk gözlerle bana bakıyordu Babam hemen aramıza girdi ve “Yaptığın çok ayıp bir şey, hemen eve gidiyoruz!” dedi. Ayrıca bana özür dilemek için bir de hediye hazırlamamı söyledi. Tabii ki bunu reddettim, tekrar dışarıya çıktım ve aynı çocuğun elinde minik, eski püskü bir araba gördüm. Hemen onu çocuğun elinden çekip aldım ve eve kaçtım. Aldım onun oyuncağını ama sonra içim içimi yedi. Hırsıma engel olamamamın onu ne kadar üzeceğini düşünüp ona arabayı geri vermeye karar verdim. Hatta en iyi oyuncaklarımdan birkaç tanesini de yanına ekledim. Sokağa tekrar çıktım ve hediyelerimi kaldırıma oturmuş dalgın dalgın duran çocuğa verdim. Çocuğun yüzü yeni doğan güneşe merhaba diyen bir gün gibi aydınlandı. “Benimle oynar mısın?” dedi. “Tamam!” diye cevapladım. Birlikte güzelce oynadık ve mutlu olmak için her şeye ihtiyacım olmadığını anladım.

ALTAN THOMAS BONNENFANT

ODTÜ GV ANKARA OKULLARI

5/M SINIFI ÖĞRENCİSİ

0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

©2024 Öğrenci Teknoloji Takımı 2022 Emeği GeçenlerODTÜ GVO - BLOG

CONTACT US

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Gönderiliyor

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account